Anasayfa Botoks enjeksiyonu

Botoks Enjeksiyonu

Yıllar içerisinde yüz mimiklerimizi kullandığımız kasların hareketleri ile yüzümüzde yaşlanmanın getirdiği çizgilenmeler kırışıklıklar belirginleşir. Bu çizgilerin bize kattığı yorgun ve üzgün bir dış görünümün sosyal hayatımıza getirdiği negatif etkileri mimik hareketlerimizi kaybetmeden ve doğallığımızı bozmadan ortadan kaldırmak ve hızlı bir şekilde 5-10 yaş gençleşmek elbette hepimizin arzusudur. Son yılların en popüler ve vazgeçilmez kozmetik uygulamalarının başında gelen botoks uygulaması kırışıklıklara hastane ortamında 10 dakika içerinde veda etmek isteyen herkese uygundur. Botoks işleminde botulinum toksini ile mimik kaslarımızda geçici bir paralizi (felç durumu) yaratarak kasların hareketi neticesinde deride oluşması muhtemel çizgilenmelerinin önlenmesi engellenmesi amaçlanmaktadır. Botoksun hammaddesi olan “botulinum toksini”Clostridium botulinum” adlı bir bakterinin salgıladığı, aslında etkisi kalıcı olmayan ve zamanla vücuttan atılan bir toksindir. Ancak düzenli olarak seneler içerinde 8 ay-senelik belli periodlarla ve eğitimli kişilerce uygulandığında uzun vadede yaşlanmanın etkilerini geciktirmekte ve yüzümüzdeki “kalıcı” ya da “statik” kırışıklık adını verdiğimiz çizgilenmeleri (özellikle alın çizgileri kaş arası ve göz çevresindeki kaz ayağı bölgelerindeki çizgileri) belirgin olarak daha oluşmadan önlemektedir. Yüzümüzdeki çizgiler ilk olarak dinamik çizgiler (mimik hareketleri ile olan) 20’li yaşların sonunda doğru hayatın erken döneminde başlar. Ancak bu çizgiler 30’lu yaşlarda ve sonrasında tedavi edilmez ve botoks gibi uygulamalar ile önlenmez ise daha da belirginleşerek “statik” “mimik hareketlerinden bağımsız kalıcı” çizgiler halini alır ki malesef işte bu çizgiler daha derin olup tedavisi bir miktar daha zorlaşmaktadır. Çizgilerimizin derinliği arttıkça çizgileri yok etmek için gerekli botulinum toksin enjekte dozu artmakta ve hatta dolgu ve fraksiyonel lazer, altın iğneli fraksiyonel radyofrekans gibi ek kozmetik işlemlere de ihtiyaç duyulmaktadır.

Botoks işlemi ile alın, kaş arası ya da kaz ayağındaki çizgilenmelerinin yanısıra burun kenarlarındaki tavşan çizgilerine, üst dudak yukarısındaki sigara çizgilerine de müdahale etmek mümkündür. Burun ucu kaldırmak, kaş kaldırmak, gamzeli çukur görünümdeki ya da çift başlı çene görünümünü yok etmek, massetere (çiğneme kasına) derin enjeksiyon uygulayarak diş sıkma problemlerini ortadan kaldırmak oldukça kolaydır. Botoks uygulama ile “gummy smile” adı verilen gülümseme esnasında anormal miktarda dişeti görünümü ile ortaya çıkan kozmetik gülüş problemlerini de yok etmek mümkün olmaktadır.

Botoks işleminin etki süresi hastanın yaşına, mimik hareketlerinin belirginliğine, deri elastikiyetine, alkol, sigara tüketimi, diyet vb. gibi çevresel faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilmekle beraber genellikle 6-8 ay kadardır. Ancak botoks işlemi uygulanan bir hasta yapılan her uygulamadan sonra yaşlanma etkileri geciktirilmiş olacaktır.

Uygulama kas içerisine ince uçlu insülin enjektörleri yardımıyla lokal anestezi altında gerçekleştirildiğinden uygulama esnasındaki hafif bir ağrı hissi dışında hastalarda sosyal hayatta kısıtlamaya kesinlikle neden olmamaktadır. Botoks etkisinin hemen uygulama sonrasında görülebileceğini ancak işlemin maksimum etkisinin 2. haftada ortaya çıkacağını da unutmamak gerekir. Hastalara 1-2 gün süresince yanlızca yüzü koyun yatmamaları, baş aşağı uzun süreli sarkıtmamaları ve sıcak banyo, sauna benzeri ortamlardan kaçınmaları önerilmektedir. Gerekli hallerde kontrolde doğal görünümü bozmayacak şekilde “touch up” adı verilen ek dozlar ile düzeltmeler 2. haftadaki kontrolde mümkün olmaktadır.